4/01/2011

Şekerim Eurovision


Adet olduğu üzere Eurovision sonrası geceye ilişkin bir şeyler yazmak istiyorum. Geceyi herkes bir şekilde izlemiş veya özet olarak haber bültenlerinde, gazetelerde incelemiştir. Şarkı yarışması artık ülkelerin geleneksel müziklerini tanıtmaktan ziyade bir gövde gösterisi ve yarışmayı ülkeye getirmek için yapılan pazarlama hareketlerini sahne oluyor. Eurovision ülkenize gelsin yeter, yaptığınız müziğin yerellik boyutu önemli değil. Bir opera eseri ya da rock & roll parçasıyla da katılabilirsiniz. Kısaca eskisi gibi ülke motifleri olsun, yerel figürler içersin, tarzı bir eksenden uzaklaşmış, uzaklaşmaya da devam etmekte. Ülkeler yarışmacıların geçişlerinde ülkelerini tanıtan filmlere imza atarken Finlandiya bu sene Mtv’nin tarzını hatırlatan kısa videolar hazırlaması dikkat çekiciydi. Ülke tanıtımından çok eğlenceli jenerikler hazırlanmış. Bu da aslında bu değişimin sonuçlarından biri belki. Dil konusunda bir şey demiyorum. Müzik çok güzel olduğu sürece her şey olabilir. Öyle ki İngilizce bir şeyleri anlamlı kılmıyor. Belki sadece daha fazla kişiye ulaşabilmek için bir araç diğer bir değişle pazarlama tekniklerinden bir başkası.

Bir de sahne şovları hadisesi var. Bence kesinlikle Sertab ile yükselen bir çıta var. Başarılı bir koreografi sayesinde ortaya büyüleyici bir şov çıkmıştı. Sonrasında ülkeler dans şovlarını daha ciddiye almaya başladı, hatta kostümlerini bile danslarıyla eş güdümlü hale getirildi. Bu senede Kenan doğuluya yabancı dansçılar eşlik etti. Ülkemizde onlarca dans yarışması yapılırken bizi temsil eden grubun içinde yabancı dansçıların olması da garip. Acaba Türk dansçılar uygun yeterlilik de mi değil, yoksa bu da mı bir pazarlama hadisesi. Herneyse bu da başka bir tartışma konusu. Dansçı bayanlardan bir tanesi daha önce büyük şarkıcıların arkasında dans etmiş başarılı bir yetenek. Ancak Kenan’ın performansını çok farklı bir noktaya taşıyan bir dans yoktu. Daha başarılı bir koreografi olabilirdi.

Özellikle yarı finali izleyenler fark etmiştir. Ciddi bir ses sorunu vardı. Müzik çok altta kalmış ve doğru düzgün duyulmamıştı. Nerdeyse sadece Kenan’ın vokalini dinledik. Finalde nispeten düzelmesine rağmen yinede bir ses sorunu vardı. Özellikle yaylı çalgıların baskın olduğu bir şarkıda altyapıya yazık oldu kesinlikle. Parça daha farkı algılanacaktı kuşkusuz. Şarkının sonlarına doğru Kenan’nın zaman zaman sustuğu bölümler özellikle müziğinde etkisiyle “havada” kaldı.

Birinci olan eser Sırbistan’dan çıktı. Çok silik bir performans. Sırbistan’a duygusal etmenler yüzünden oy gittiğini söyleyenler var. Umarım öyledir. Yoksa yarışmayı mümkünse kapatsınlar. Zira zevksizlik abidesi olarak nam salacaktır kendisi. Balkanlarda ki dağılma süreci sonrası çevre ülkelerden tam puanları toplaması da başka bir muamma tabi. İkinci bir Kuzey ülkeleri vakası.

Ukrayna’ya gelince benim favorim açıkçası Ukrayna’ydı hermafrodit görüntüsüyle ve ritmik eğlenceli şarkısıyla ve manasız sözleriyle müziğin daha önemli olduğunu ortaya koydu aslında. Yaz aylarının da yaklaşmasıyla bence yarışmayı asıl kazanan Ukrayna olacak.

Bir de tabi ki oylama hadisesi var. TRT sunucusu Fransa’dan Türkiye’ye gelen 12 puana şaşırıyor ve hiç beklemediklerini söylüyor. Ciddi ciddi. Geçen sene dahil uzunca bir süredir Fransa’dan ülkemize tam puan geldiğini kendiside bilmiyor sanırım. Aynı zamanda gecenin bence en kötü şarkılarından olan Ermenistan’nın şarkısının puan bombardımanına tutulması diasporanın gövde gösterisi aslında. Belki Türkiye’de olduğu gibi. Asıl tartışmaya neden olan mevzu ise Türkiye’den Ermenistan’a tam puan gitmesi. Geçen yıl Türkiye’den 10 puan gitmişti Ermenistan’a. Olayın politika olduğu, gönderilen oyların sayılmadığı, araya siyasilerin girdiğini söyleyenler var. Türkiye’nin politikasına tepki olarak oy gönderildiğini söyleyenlerde var. Şarkıyı gerçekten beğenenlerde olabilir ama bu ihtimalin olasılığı daha korkunç. Bence Türkiye’de yaşayan ve kendini “azınlık” olarak gören kesimden Ermenistan’a oy gitmiş de olabilir. Bu kelimeyle kasteddiğim Türkiye’de yaşayan Ermeniler değil. Bir nevi tepki aslında. Her şey birleşince ortaya böyle bir sonuç çıktı. Keşke bu giden 12 puan kıymet bilse de “acizlik” ve “pişmanlık” havası yaratmasa.

Türkiye kazandığı zaman “yarışma zaten politikti” tarzında eleştiriler malum o yıl askıya alınmıştı. Evet Türkiye’nin ülke dışında yaşayan vatandaşlarından gelen kemik oylar ortada. Ancak şarkı güzel oluyorsa pek politikada dinlemiyor. Tek sorun birisi kuzey ülkelerine müdahale etsin lütfen. Birbirini bu kadar seven ülkeler neden ayrıldı anlamak zor. Yarışmanın sonlarındaki isimlere bile saydamlıktan uzak bir şekilde 12 puan gidiyor. Yarışmanın dengelerini ciddi anlama değiştiren bir durum. Aynı zamanda onlarca ülkeden tam puan alınırken o anda liste başında olan ülkeye bir puan bile gitmemesi kafa karıştırıcı. Böyle gelmiş böyle gider mi bilmiyorum. Belki İngiltere gibi sadece eğlencesine katılmalı ama malum Eurovision bizim milli meselemiz.

Almanya İtalya gibi yarışmadan çekilmeyi düşünürken, 2009 yılından itibaren yarışma artık 3 aşamalı olacak. Yani 2 yarı final heyecanı olacak. Seneye Azerbaycan, Lübnan ve Filistin gibi ülkelerde katılacak. Hatta yarışmanın Avrupa müzik yarışmasından çıkıp dünya müzik yarışmasına dönüşeceği söyleniyor. Zaten bu ülkelerinde katılımıyla ne derece Avrupa’lı olduğu iddia edilir şüpheli.

Yarışma genel havası itibarıyla kim kimi ne kadar seviyor panosuna dönüştüğü için özellikle batılı ülkeler arasında büyük bir memnuniyetsizlik durumu hakim. Batı Avrupa için ayrı bir yarışma yapılması da dile getirilmiş durumda. Ama her şeyin ötesinde yarışmanın geleceğine ilişkin ciddi tepkiler söz konusu.

Politik ve komşuluk ilişkileri güdülen puanlama sistemi kadar yarışmada bir de eşcinsel hadise var. Yarışmanın en büyük takipçisi hatta fanları kabul edilen eşcinsellere yönelik bir vizyon izlendiğini söylemeye gerek yok. Yarışma her sene daha fazla drag queen’e tanıklık ediyor. Aslında bu da hedef kitleye yönelik bir strateji. Kenan Doğulu’da promosyon çalışmaları çerçevesinde Avrupa’da gay barlarda sahne aldı. Birinci olan Sırbistan’nın Avrupa’da ki lezbiyen örgütlere özellikle teşekkür etti. Buradan da sistematik bir şekilde çalışılmış bir kampanya yaşandığından söz edilebilir. Ama yarı finali geçemeyen Danimarka gibi bu olayında anlaşılması zor.

Kısaca belirsizlikler ve tartışmalar arasında yolunu arayan yarışma daha da saydamlaşma umutları eşliğinde yoluna devam ediyor. Belki Sırbistan’ nın dua isimli şarkılarıyla birinci olmalarının nedeni de yarışma içindir.

15 05 2007 tarihinde zekirdek.com sitesinde yayınlanmıştır.